Yiğitlerin harman olduğu çayırda mücadele eden pehlivanların yakınları dışında çok az sayıda kadın izleyici görebilirsiniz. Çayırda gazeteci, fotoğraf sanatçısı, güvenlik, sağlık, emniyet, belediye görevlisi kadınlar, çayıra çocuğu çıkan analar, kız kardeşler, kimi eşler, protokolde yerini alan kadınlar. Onun dışında kadın izleyici görmek zordur. Kimileri Er Meydanı’nın etrafındaki meyhane tarzı mekanlardan, Sarayiçi ve tribünlere girişteki karmaşık düzenden yakınıyor kadınca. Yağlı güreşi televizyondan değil yerinde izlemek isteseler de kendilerince sorun gördükleri bu nedenlerden dolayı gelip izleyememekten yakınıyor. Sarayiçi girişindeki düzeni uygun bulmayarak, dönercilerden çevreye yayılan koku, çay bahçelerinin düzensizliği, standlardaki karışık düzen kadınlara göre uygun değil. Bu arada çocuk ve gençlerin eğlenmesi için kurulan luna park sadece maddi durumu olanların adresi olarak değerlendiriliyor.
Otantik bir ortam oluşturularak, geleneksel kıyafetlerle Kırkpınar’ın doğuşu, tiyatral bir gösteriyle belli saatlerde gerek Sarayiçi’nde ve gerekse kent merkezinde çocuk ve gençlere anlatılmalı. Kırkpınar’a daha çok ilgi ve izleyici bekliyorsak en azından bir ay öncesinden bu olimpiyatın “Kırkpınar geliyor” diye yaygın ve görsel basında reklamları yapılmalı. Kırkpınar Haftası’nda da gerek güreşlerin gerekse etkinlikler tek sütun haberlerle geçiştirilmemeli. Yüzlerce gazetecinin akın ettiği bu dev organizasyon daha çok haberlerde konu olmalı, bunun için de gerekirse tüm televizyon kuruluşlarının yetkilileriyle günler öncesi görüşmeler yapılmalı. Yapılıyor yapılıyor ama yetmiyor.
Kırkpınar Ev Yemekleri Yarışması her yıl yapılıyor ve sadece yarışmaya katılanlarla, yarışmacıların komşusu ve ailesinin katılımından öteye geçmiyor. Fonda rumeli türküleri, yöresel kıyafetlerle mini bir defile yapılarak organizasyonun süslenebileceği görüşünü dile getiren hanımlara katılmamak mümkün değil. Ayrıca konuklara yöresel tatlarımızdan, içeceklerimizden ikramda bulunup yarışmacılara da yöresel hediyeler verilebilir. Folklor dernekleri de gösterilerle yarışmayı renklendirebilir. Gürbüz Çocuk Yarışması ve Kırkpınar Güzellik Yarışması da kadınlarca özlenen ve düzenlenmesi beklenen etkinlikler arasında..
Sarayiçi’nin sağlı sollu yolu üzerindeki karmaşık düzenin yanı sıra çer çöpün gelişi güzel atılması kesinlikle önlenmeli. Bu arada görüntü gerçekten hiç hoş olmuyor. Seyyar tuvaletlere özen gösterilmeli. Çünkü pek çok insanın sağa sola tuvalet ihtiyacını gidermek zorunda bırakılması hem çevre hem de insan sağlığı açısından da düşünülmesi gereken ayrı bir konu. “Dallık şenlikleri gibi” dedirten görüntüden yakınan kadınların görüşlerine de kulak verilmeli.
Balıkesir Kurtdere Güreşleri’nin yapıldığı alan son derece küçük. Sarayiçi Er Meydanı oraya bin basar ama beni etkileyen daha çok kadın izleyiciyi görmek olmuştu. Bu da ayrı bir dipnot… Baş pehlivanlar Yağlı Güreş açılışındaki kortejde mutlaka yer almalı. Hatta Kırkpınar Ağası’nı karşılama töreninden sonra ki kortej yürüşüyünde bir önceki yılın Başpehlivanı bayrağı taşırken arkasında da Baş’a güreşecek olan pehlivanlar yer almalı ve halk Kırkpınar’ın ünlülerini görebilmeli. Güreş öncesi coşkuyu heyecanı artıracaktır bence. Baş pehlivan demişken, Baş pehlivan güreş sonrası, yıllar öncesinde olduğu gibi hamamdan çıkışta belediye binasından halkı selamlamalı. “Kırkpınar Ağalığı da “Parayı veren düdüğü çalar” misali olmamalı. Kadınlara da ağalık yakışır” düşünceleri de hakim paylaşmakta fayda var diyorum.
Kırkpınar kültürünü yüceltecek girişimler, bu geleneksel düğünümüze olan ilgiyi arttıracak, yağlı güreş başta olmak üzere tüm etkinliklere her yaştan insanın katılımını sağlayacak, özendirecek teşvik edecek girişimler şart diyorum bir kadın gözüyle.